Kiralık Guletler
Kiralık Guletler
Sadece standartlarımıza uygun bulduğumuz kiralık guletler arşivimizde bulunduruyoruz özellikle yüz akımız mavi yolculuğun temeli olan kiralık guletler artık tekne turları için eskisinden daha kaliteli sağlam rahat ve daha göz alıcı olarak inşa ediliyor. Geçmişte çok daha sıradan malzemeler ile yapılan kiralık guletler çokluğu nedeni ile fiyatları ucuzladıkça yapılan hizmetlerde de eksiklikler oluşarak şikayetler artmıştır. Halbuki kaliteli yapılan ve personeli yetişmiş misafirlerini ağırlamada kusur etmeyen tecrübeli bir kaptan ile yapılan kiralık guletler ile değil şikayet teşekkür mektupları ile taltif ediliyoruz. bu her iki taraf içinde önemlidir biz misafirlerimizin kendini ve çevresini kazanırken misafirlerimizde yeni firma, kaptan ve kiralık guletler aramıyorlar.
Gulet Anıları
Ülkemizde mavi tur diye anılan yelkenli gulet kiralama ile yat gezisinin geçmişi yaklaşık 1960’lı yıllara dayanır. Türkiye’de yaşayan o zamanların çok zenginleri diye tabir edilen iş adamları tarafından kullanılan kotra isimli yelkenli yatlar veya motorlu küçük yatlardan oluşan özel gezi tekneleriydi. Sene 1993 yılı Marmaris’te yelkenli kiralık guletler de görev yapmaktaydık. Çalıştığımız yelkenli, kiralık gulet Marmaris yalancı boğaz mevkiinde bulunan yat çekek yerine getirip, kışlık konaklama için kiralık guleti karaya almıştık. O zamanlar dışarıda kalacak yer olmadığından, yatlarda çalışan herkes karada guletlerde yatıp kalkıyordu bir akşam üstü yalancı boğazdan Marmaris’e gitmek için yola çıkıp minibüs bekliyorduk bizden yaşça büyük olan bir beyefendi yanımızda durdu ve arabanın camını açıp -Marmaris’e mi? diye seslendi -Evet deyince bizi arabasına aldı. Şanslıydık, servis minibüsü o zamanlar Marmaris’ten iki saatte bir yalancı boğaza geliyor neyse bizi arabasına alan babacan bir adamdı, tahminimce 70 yaşlarında zeki bir beydi, derken muhabbete başladık havadan sudan konuşurken konu denizciliğe geldi ve beyefendi kendisinin kaptan olduğunu söyledi.
Sevgili Sabri Zeki kaptan beyefendi yıllardır denizlerde kaptanlık yapmış, denizci bir büyüğümüzdü iş hayatı boyunca yaşamış olduğu deneyimlerinden faydalanmak için birkaç soru sorduk, hiç unutmam diyerek anlatmaya başladı. Sene 1969 İstanbul yapısı yığma 13 metre yeni bir motoryat ile İstanbul’dan Göcek’e gelmiş o zamanlar Göcek te yatı yanaştırmak için yer bile yokmuş Göcek zaten küçük bir köydü ve bazı yabancılar kotralarıyla gelip demirler yatı bırakıp yedek bot ile bakkaldan alışveriş için dışarı çıkarlarmış bunun dışında denizde sadece balıkçı sandalları vardı yat diye bir şey zaten hiç yoktu diyerek anlatıyordu…
Bendeki motoryat Türkiye’nin en büyük özel yapım yatı idi, Göcek’te sahilde 3 metre boyunda küçük salaş bir iskele vardı yoldan gelmiştik ve teknede yiyecek kumanya kalmamıştı, motoryatın ihtiyaçlarını gidermek için o iskeleye yanaştık ve köydeki küçücük Aşkın bakkal dışında alış veriş yapabileceğimiz bir yer yoktu bakkalın sahibi sağ olsun yiyecek birtakım ihtiyaçlarımızı karşıladı. Teknenin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için Fethiye’ye gitmem gerektiğini söyledi. Alışveriş yaptıktan sonra tekneye döndüğümüzde iskele yerinde yoktu yatın kıç halatlarını bağlamak için sahilde yer bulamamıştık iskelenin ayağına motoryatın halatlarını bağlamıştık meğerse iskele derme çatmaymış batıdan çıkan hafif rüzgarının etkisiyle motor yat iskeleyi yerinden sökmüş demir üzerine sürüklenmiş bizde elimizdekileri bırakıp yüzerek tekneye çıktık ve yedek bot ile tekrar sahile gelip satın almış olduğumuz kumanyayı tekneye taşıdım dedi. Günümüzde mega yatların durağı ve son derece lüks marinaları olan bu liman kasabamız, geçmişte öyle bir yerdi diyerek bir anısını bizimle paylaştı…
Yıllar önce kiralık guletler ile yapmış olduğumuz haftalık yat turu anımızı burada sizlerle paylaşmak istedim. üniversiteden beri ailece görüştüğümüz arkadaşlarımızla zaman zaman bir araya gelerek her yıl olduğu gibi yaz tatili programınız hakkında beraber karar vermeye çalışıyorduk arkadaşlarımızdan birinin maddi durumu bizden daha iyiydi, Tatil hakkında konuşurken, bırakın onu bunu bu yıl düzgün bir tekne kiralayıp farklı bir mavi tur yapalım ne dersiniz diye konuyu açtığında ciddi olarak hiç böyle bir tatil düşünmemiştik. Bir an sessizlik oldu çünkü tekne deyince hep çok pahalı bir tatil düşünüyorduk. Hiç aklımızın ucundan bile geçirmemiştik. Televizyonda belgesel olarak anlatılan mavi tur programlarını izliyorduk. Gerçekten çok etkileyiciydi. Eşimle şakayla karışık ne dersin bu sene kiralık gulet ile ailece bir hafta tatili yapalım mı? ne dersin? gibilerden yüksek sesle düşünürdük. Fakat bunun gerçek olacağı aklıma bile gelmemişti arkadaşımızın tanıdığı birisi vardı onun arkadaşı mavi yolculuk yapmak için bodrumda 1977 yapımı bir gulet almış, guleti İstanbul’a getirip karaya almış tekneyi baştan aşağı söküp yeniden dizayn etmeye başlamıştı. 7 ay sonra yatı yeniden denize indirmiş, her şeyiyle kusursuz bir gulet olmuştu. 5 kamaralı 1 master kabin ile 4 çift kişilik misafir kamarası vardı. Arkadaşımız İstanbul’da tekneyi görmüş ve temmuz sonu ağustos başı gibi bir hafta kiralamak için yat sahibiyle konuşmuştu. Normalde yatın sahibi kendine özel olarak yaptırmış, kiraya vermeyi düşünmüyordu. Ancak sonunda gezmediği tarihleri kiraya vererek, masraflarını çıkarmak için kiraya vermeye başlamıştı.
Arkadaşımız, yatın kaporasını ödeyip, 1 hafta tatil programımızı yapmamızı söyledi. Zaman çabuk geçmiş ve tatil zamanımız gelmişti. Yat bodrum limanında bağlıydı. Biz bir haftalık tatilimizin rotasını bodrum Gökova Bodrum olarak belirlemiştik. Cuma günü sabah erkenden arabalarımıza binip bodruma doğru yola koyulduk. Akşam saat 8 gibi bodruma varmıştık artık tekneye sabah bineceğimiz için bir pansiyon veya otel aramaya başladık, arkadaşımız yatın sahibinden kaptanın telefon numarasını almıştı. Arkadaşlar durun ben yatın kaptanını bir arayıp bize yardımcı olmasını isteyeyim dedi ve aradı. Kaptan bodrumda eğlenmek için barlar sokağına çıkmış ve telefonda hoşgeldiniz dedi. Bizim bir otelde kalmamız için tanıdık bir yer var mı? bize yardımcı olabilir misiniz? diye sorduğumuzda ne oteli! yat müsaittir. Hemen yata gelin siz yol yorgunusunuz dinlenin deyince çok mutlu olduk. Sağ olsun kaptan bize güzel bir jest yaptı. Normalde yat a sabah 11 gibi katılacaktık. Bir gece önceden gelince kaptan bize unutamayacağımız bir davranış sergiledi. Telefonda yatın bağlı olduğu yeri tarif ederek ben teknedeki arkadaşları arıyorum sizi karşılayacaklar dedi.
Yatın bağlı bulunduğu iskeleye geldik iki gemici bizi mendirekte bekliyordu. Rahatsızlık verdik derken Bodrum gecelerinin sabah gibi olduğunu unutmuşuz. Bodrum da hayat akşam başlar ve sabahlara kadar devam eder. Yatın personeli genç ve dinamik çocuklardı. Bizi güler yüzle karşılayıp arabalarda bulunan eşyalarımızı yata taşımaya yardım ettiler. Hep beraber yata çıktık. Duş alıp dinlendik.
Kiralık Guletler
Yürüyerek tepeye tırmandığınızda göreceğiniz gibi tarihi kalıntılarla dopdolu bir kasaba içinde surların olduğunu ve kilisenin hala yarım yamalak ayakta durduğunu görebileceksiniz. Guletler ile gelen turistler dışında o bölgede yaşayan sadece hayvancılık yapan çiftçilerimizin ziyaret etiği yerler olarak bilinmesine rağmen, bunun gibi yüzlerce tarihi kalıntılarla dolu ören yerlerimiz hala genel olarak ziyaret edilmektedir.
İkinci gün sabahı gulet hareket eder. 3 saat sonra kelebek vadisine gelinir, günün belirli süresini burada geçirip, vadinin muhteşem görüntüsünü seyredersiniz. Turkuaz mavisi denizine girerek kiralık gulet ile denizin keyfini çıkarmaya bakarsınız öğle yemeği burada sunulduktan sonra kahveler yudumlanırken gulet hareket eder. St. Nicholas adası arkasında demirledikten sonra bu muhteşem adanın keşfi için güneşin yakıcı sıcağı azalması beklenir, denize girilir çay saati ikramları yapılırken bir yandan guletin dürbünüyle adada bulunan kalıntıları gözlemeye başlarsınız. Gördüğünüz kalıntıların hayalini kurmaya çalışırken , guletin yedek botuna binerek adaya ayak basarsınız.
Adanın arka koyundaki tırmanma yerinde, botumuz sizi sahile bırakır. Bulunduğunuz yerden deniz kenarında kayalar insanlar tarafından kesilerek yapılmış odacıkların kalıntılarını görürsünüz. Eh artık, her adımda yeni bir kalıntı görme olanağı yakalamışken yavaşça tırmanmaya başlarsınız. Göreceğiniz taştan yapıların estetik kıvrımları taşların işlenmesi ve sıralı olarak örülü olan duvarın doğaya olan uyumu bambaşka bir görüntü oluşturmaktadır. Yukarı tırmanırken arada bir geri dönerek baktığınızda guletin bağlı bulunduğu koyun ne kadar muhteşem bir manzarası olduğuna bayılırsınız. Her 20 metreden sonra koya baktığınız zaman çok daha güzel bir görüntü yakalarsınız. Daha çok yolunuz var ve her iki tarafı duvarla çevrili tarihi tırmanma surları ve yolu binlerce yıldır buralarda yaşayan medeniyetlerin farkında olursunuz.
Tepeye varıp doğrulduğunuzda akşam sıcak rüzgarlarının yüzünüzü okşadığını hissedersiniz. Yukarıdan manzara anlatılmaz, sadece yaşanır. Orada soluklandıktan bir sure sonra çevrenizdeki güzellikleri daha net bir şekilde görebilirsiniz. Yanınızda bir kamera var ise bu manzarayı albümünüze ekleyebilirsiniz.